Bursa’dan bir dosttan…
Annem diyor ki,
Cesaret insanı zafere götürür; kararsızlık tehlike, korkaklıksa ölümdür.
…annem diyor ki,
Demiri sıcakken döv oğul, bugünün işini yarına erteleme, çünkü yarın hiç olmayabilir…
Bu kez annem kendi deyimiyle diyor ki,
Şayet insanlar bizi bir liman olarak görüyorsa onlara kıyılarımızı kapatmayalım. Aksi takdirde o insanlar ya gider açık denizlerde boğulurlar ya da kendi imkânlarıyla karaya çıkarlar. İkisi de o insanların kurtuluş vesilesi olur, ancak bizimse tam tersi azap vesilemiz kalarak bizimle birlikte sonsuza ulaşır.
Velhasıl annem diyor ki,
Ben hiç bunalmadım, bunalmam da… Küçücük bir ışık gördüğüm vakit o ışığın peşinden giderim. Kendimi onunla motive ederim.
“Cehaletin en büyük düşmanı kadındır” demiş şair, “kadın gelişirse toplum gelişir” eklemiş.
Bu duygu ve düşüncelerle 8 Mart Dünya Emektar Kadınlar Gününü tebrik ediyorum. Toplumun rehberlerini, öncü komutan ve kumandanlarını ve ileri gelen aziz muzaffer ve mücahitleriyle seni, beni, onu meydana getiren ve bizlerin anbean takibinde olup büyüyüp gelişmemizi çaba, gurur ve hayranlıkla izleyerek bizi topluma kazandıran saygıdeğer annelerimizin ellerinden öpüyorum. Ebediyete kavuşanlaraysa Allah’tan rahmet diliyorum. Onların sıkıntıları hepimizin sıkıntısı ve onların onurları hepimizin onurudur demek istiyorum.
Yine ruhu şad olsun şair (Nazım Hikmet) der ki,
Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
Hayat arkadaşım, can yoldaşımdır.
*****
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Makamı, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan bu özel gün için Türkiye’ye değer ve anlam katan cefakâr, fedakâr ve başarılı hanımefendilerimiz onuruna Beştepe Külliyesi’nde bir davet verdiler. Bu davete 81 ilimizden 250 hanımefendi iştirak etti. Farklı hayatlar, farklı hikâyeler ve farklı kültürlerle bezenmiş organizasyonda ortak olan tek gaye insana değerle yaklaşımdı…
Konuşmalarında pek çok konuya değinen Cumhurbaşkanı, “kadınsız hiçbir toplumun gelişemeyeceği ve hiçbir medeniyetin ilerleyemeyeceği” görüşünde bulundu. Fırsat eşitliğine değinen Sn. Başkan, “Kadına verilen değer, insanın kendine verdiği değerle eşdeğerdir. İnsan kendine değer vermiyorsa karşısındakini incitmeye, alçaltmaya ve itibarsızlaştırmaya yeltenecektir. Bu da hiç kimseye bir fayda getirmeyecektir” tarzı mesajlarıyla toplumsal duyarlılığımızın ve hassasiyetimizin doruklara ulaşmasını temenni ettiler. Bu anlamlı davette, şehit ve gazi anneleri-eşleri, kadın bürokratlar, milli kadın sporcularımız-antrenörleri ve kamuoyu tarafından bilinen kadınlar yer aldı. Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi bu kadınlarımıza ayrı ayrı teşekkür ederken bu yüzlerin ve bu simaların ve bu kadirşinas tavırlarıyla asil duruşlarının devamını dilediler. Bursa İlinden de Saraya 3 kadın davet edildi. Davetliler arasında benim anneciğim de vardı. Muhterem annem ulaşım hizmetini sağlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve Cumhurbaşkanlığı makamına şükranlarını arz eder.
Şimdi gelelim mesajıma,
Ben bir kas hastasıyım, benim durumumda ve benden de düşkün derecede olan tüm özel insanlar benim kardeşimdir. Onların acıları benim acılarımdır. İhtiyaçları ihtiyacımdır. Özel sektörden ziyade Belediye himayesine bağlı bir bakımevi ilimizde yükselsin diye buyurmaktan dilimizde tüy bitti. Şahsım, Beyefendinin bu yaşam merkezlerinin çoğaltılmasına ilişkin talimatlarına tam da iki kez şahit olmuştur. Bu merkezlerin hiç yokken sayıları ilimizde bir iken üçe, üç iken de beşe yükselecektir biiznillah. Evde bakım ve evde temizlik hizmetlerinden sonra bu hususta da başarılı olacağımıza inanıyorum. Bununla aşmış olacak mıyız, tabiki de hayır!
Tüm engelleri aşmak ve annelerimizin yükünü hafifletmek adına istirhamlarım aşağıda sırasıyla belirtilmiştir.
• Zaman ilerliyor, dilerim ki bizim çektiklerimizi bizden sonra gelecek olan kuşaklar çekmesin. Bendeniz bazı ve araç gereçlerin SGK tarafından karşılanmasını temenni ediyorum. Ayağa kaldıran ve ayakta tutan cihazlarla taşıma liftleri ileri düzey kas hastalarımız için elzemdir. Hayati önem arz etmektedir. Bunlar maalesef ki SGK tarafından karşılanmamaktadır.
• SUT ’da belirtilen cihazların alımına ilişkin ifadelerde bazı aksaklık ve yanlışlıklar mevcuttur. Gözden geçirilmesini rica ediyorum.
• Çalışamayacak durumda olan annelerimizin-yakınlarımızın aldıkları bakım ücretlerinden ziyade onların Bireysel Emeklilik Sistemine tabi tutulmasını ve yaşamlarının devletimiz tarafından güvence altına alınmasını özellikle temenni ediyorum.
• Hayatımın en verimli döneminde canım anneciğimin beli bükülmektedir. Bendeniz eskisi gibi hareket edememekteyim. Sosyal hayatta var olabilmek ve engellenmemek için en az 8 saat bakıcı desteğine ihtiyaç duymaktayım. Bunu kaleme alırken bir olmadığımı da ifade etmek isterim. Çözüm daha geç olunmadan bulunmalıdır.
• Hastalarımızın Sosyal Hayata karışmalarının önündeki engeller saptanmalı, evinden tutun okuluna, okulundan tutun işine, işinden tutun da sosyal donatı alanlarına dek bütün engelcikler bir an önce bertaraf edilmelidir.
• Belki de en önemlisi toplumda engellilik hususunda “sağlıklı bir bilinç” oluşturulması ihtiyacıdır.
Bu amaçlarla ben karar mercilerinin teşviklenmesi ve bu tür uygulamaların kolaylaştırılması noktasında kalemim, düşüncem ve halis niyetimle tüm uygulayıcıların yanında olduğumu belirtmek isterim. Davet edin, gelelim.
Can Ahmet Vural
10.03.16
Sosyal medyada bu hafta buradayız
#birdost
PAYLAŞ