ÇANAKKALE GEÇİLMEYECEK!
Bağımsız ve de ölümsüz kahraman ecdadımızı Çanakkale Zaferi’nin 101. sene devriyesinde ahde ve şühedaya vefa bilinci içerisinde rahmet ve minnet duygularıyla, saygı ve selamla yâd ediyorum. Gazi M. Kemal ve silah arkadaşlarının ruhları şad olsun. Allah onlardan ebediyen razı olsun.
“ÇANAKKALE adlı şiirimden…
Metrekarede sekiz ölü,
On bin mermi,
Bir yanda ermişi,
Diğer yanda şehidi…
Mübareklerin mübareği
Seksen ilimizden biri,
İkinci haccı, ikinci umresi,
Uzak değildir Türk’ün Çanakkale’si
2003-2004…”
/Can Ahmet Vural
- Adım – Bir İnancın Ürünü kitabı, Mart 2015, Ekin Yayınları
Bu nasıl bir bağımsızlık mücadelesidir ki metrekarede on bin mermiye yalnızca 8 ölü düşsün! Böyle bir imanı kimsenin hıfzı almıyor. Hele bu zamanda hiç kimsenin… Bu toprakların değerini iyi bilmeminiz temennisiyle.
Konuyla ilgili “ne yazmalıyım” diye çok düşündüm, velhasıl “bu muharebeyi nasıl anlatmalıyım?” dedim ve sonrasında günümüz Türkiye’sinde yaşanan menfur patlamalar geldi aklıma,
Sahi, 18 Mart 1915’te ne olmuştu?
Tüm dünya iki şeye hayretle şahit olmuştu;
- Dünyada emsali görülmemiş bir savunmayla elde edilen zafere ve emperyalistlerin derin sularımızda nasıl boğulduklarına…
Malumunuz, ilk cihan harbinden aldıkları cevap batılılara bi hayli ağır gelmiş olacak ki amaçları uğruna yüklendikleri taarruzlarını giderek ve güçlenerek daha usçul yollardan sürdürdüler ve halen de süregelmektedir bu hareketler.
Canlı bombalarla atılan nifak tohumları, halklar arasındaki adaletsiz ayrılık ve uçurumlar, onları öyle, bunları böyle gösterme çabalarıyla verdikleri bilgi kirliliği ve en önemlisi muhtelif kanallarla ele geçirilip kontrol edilen zihinler bu savaşın aslında bitmediğinin ve farklı yöntemlerle ve farklı kişilerce yürütüldüğünün açık birer kanıtıdır.
1915’den sonra neler değişti?
Sınırlar, harekâtlar, muharebenin yönü seyri, belki şu zamanın akışı…
Kurum ve kuruluşların olağan işleyişiyle temsilcileri ve belki pek çok şey…
Ama üst akıl hep aynı kaldı. Patron aynı, amaç, hedef aynı…
Hain kumpaslar sonucunda ülke otoritesinden “güven” arayanlara cevabım,
- Önce sen kendine güveneceksin, sonra da onu dışa vereceksin.
*****
Ankara’mızdaki saldırıyı bir kez daha lanetliyorum, orada hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet, yakınlarıyla aziz milletime başsağlığı diliyorum. Ülkemin sıkıntılarını ve acılarını metanetle paylaşıyorum.
Acılar ve kayıplar ne kadar büyük olursa olsun, şimdi ben buradan halkımı oynadığımız bu satranç oyununda daha mantıklı hamleler yapmaya ve oyun bozucu olmaya değil, oyun kurucu olmaya davet ediyorum.
Unutmayalım ki büyük cemiyetlerin derdi, piyonlarla değil, şahlarladır. Zira Şah düşerse bildiğimiz üzere Mat kaçınılmaz oyun sonu olur. Bkz: Ortadoğu…
İşbu ortak sorunumuzun, milli mücadele meselesine dönüştüğü hususunda kamuoyuyla hemfikirim ve bu mevzuda da sabit mesajım odur ki,
Olası süreçte algılarımızı açıp söylemlerimizi yumuşatmalı, eskisinden daha sağlam, daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde gelecek planları yapmalıyız.
…hem de her şeye rağmen.
- Bir de bu sıralar çocuklarımıza haberleri seyretmemeliyiz.
“Dışarıda gördüğün manzara, sen manzaraya aldanma, manzaranın arkasındakini görebiliyorsan ala…” /Can Ahmet Vural
- Bypass – Böyle Buyurdu Mü’min kitabı, Ekin Yayınları
*****
19-27 Mart arası Bursa TUYAP Kitap Fuarı
22-27 Mart arası Bursa TUYAP Yurtiçi ve Yurtdışı Eğitim Fuarı’na
…tüm kitap dostlarının katılımını beklerim.
Umutla…
Can Ahmet Vural
17.03.16.4
Sosyal Medyada bu hafta buradayız
#Çanakkalezaferi
PAYLAŞ