Zülfikar Darbesi
Hiç acıtır mı?
Misillemelere karşın,
Sözlerimizin, yazılan, çizilen ve bizlere resmedilen şeylerin hayatlar üzerindeki etkilerini biliyor muyuz?
Tüm bu olanların farkında olmadan mı yaşıyoruz, yoksa kasıtlı ya da bilinçli mi?
Şayet bilmeden yaşıyorsak, ondan bir parçada olsun yırtabiliriz ama işin içinde bir kasıt varsa, işte o zaman vay halimize!
İçimizden aramızdan ve hemen yanı başımızdan verdiğimiz kurbanları gördükçe yüreğim durmaksızın ağlıyor.
Güzel bir kıssa, bize aktarandan Hak razı olsun.
Allah’ın aslanı Hz. Ali (r.a.) Hak yolda düşmanıyla birebir cenk ettiği bir mücadelede tam kazanacakken savunmasız kalan düşman can havliyle mübareğin yüzlerine tükürüyor, mübarek kendi yüzlerini sildikten sonra kılıcını yere indirip alıp başını gidiyor. Toparlanıp kendisine gelen düşman az bir şaşkınlık sonrası soruyor,
“Ya Allah’ın emiri, beni şimdi öldürmeyecek misin?”
Hz. Ali, yaşadığı hadise karşısında suskunluğunu bozarak dönüp soruyu yanıtlıyor,
“Seni bu yaptığından önce alt etseydim, yalnız inananlar ve Allah için alt edecektim, ama sen n’aptın, bu yaptığınla bende bir gurur ortaya çıkardın, şimdi seni yok edersem sadece kendi nefsim için yok edeceğim ve ben bunu kesinlikle yapmam”
Söyle mücadelenin adabı, nerede kaldın?
Yahut müdahale, sorarım sana, sen yoldan mı çıktın?
Ben hiçbir şey söylemeyeceğim, sadece tek bir soru sorarak yorumu yine size bırakacağım,
Politik söylemlerimizden tutunda, her gün bize ekran başları ve gazete manşetlerinden yedirilen tüm olası tatsız ve üzücü havadislerin, ruh ve sinir hastalıklarından muzdarip insanlarımızda “şizofren, psikoz” ve benzeri vakalarla halkımız genelinde ve de bizi yöneten siyasetçilerimiz ahlakında ne denli devasa travmalara yol açtığını hepimiz görüyoruz, öyle değil mi?
En azından ben şahidim!
Bir de bu normlara kurban verdiklerimiz var, işte onlar bizlerin canlarıdır…
Sorunu görmek de çözüme giden yolda atılan bir adımdır, tamam kabul ediyorum ama çözümde değil de hep sorunda buluşmak yine çözümü göstermeyip sorunları ortada başıboş bırakmak ve en doğru yol çözümü ekarte ederek sorunlarda ısrarcı olmak, başımıza yalnız sorunları doğurur. Hayat tecrübeyle sabittir. Yine o sorunlarda başımıza çorap söküğü gibi ağ örer.
Çözüm üst ahlaktadır.
Çözüm, üst ahlakı kuşanmakta, nefsi aradan kaldırarak olumlu, hatırı sayılır, güzel ve yararlı davranışlar içerisinde bulunmakta-dır. Çözüm “ben” olmaktan çıkmakta, “biz” ve “bir” olabilmeyi başarabilmekte-dir. Çözüm, sorunlara karşı birlikte hareket etmekte-dir. Çözüm, dört iyi haber verip ardından bir kötü haberi sunmakta-dır. Çözüm, kirlenmemiş, pas tutmamış kalplerde-dir. Çözüm, her durumda ve her şartta sabrı ve Hakkı tavsiye etmekte-dir. Çözüm, Bir olan, eşi ve benzeri olmayan Allah’a güvende-dir. Çözüm, düşüncelerde ve bütünleşmeye davette-dir. Son olarak çözüm, onu (gerçeği) ortaya çıkarmakta-dır
Çözüm sensin kardeşim ve ben seninle buluşmak için sabırsızlanıyorum.
*****
Övgü ve Hamt âlemlerin rabbi Allah’ındır. O’nun şanı en yücedir.
Huzur ve esenlik âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) ‘in üzerine olsun.
Peygamberimiz olan Hz. Muhammed’e ve O’nun akrabalarına (ehli beyt ve dostlarına) salat ve selam getiriyorum. Muhakkak ki O ve O’nun ashabı övgüye layık olanlardır. Muhammed’in ümmetine ve tüm insanlığa Cenab-ı Hakk’tan inayetle selamet niyaz ediyorum. Muhammed, emin, yani güvenilir bir kimseydi. O, dosdoğru bir ahlak ve yol üzerindeydi. O’nun öğretileri ilelebet devam edecektir.
Ne mutlu O’nu takip edenlere...
Tüm İslam âleminin bu hafta idrak edecekleri Kutlu Doğum’u Efendimiz Hz. Muhammed (ASV) dünyaya teşriflerini Mevlid-i Nebevî, yani halk dilinde bilinen adıyla Mevlid Kandili’ni O’nu saygıyla anarak tebrik ediyorum.
İslam coğrafyasında, dayanışma, barış, adalet ve kardeşliğin egemen kılınarak hüküm sürdüğü günlere ve böylelikle yeniden toparlanış ve dirilişimize birlikte ermeyi niyaz ediyor alçaklar ve de hainler hak ettikleri biçimde tez cezalandırılsınlar diliyorum.
Anlayışımda,
Ne zulme perde olurum,
Ne de zulme seyirci kalırım.
Zulmün önüne de ancak güzelliklerle geçilebilir bilirim.
Onların silahları var,
Bizimse güllerimiz…
Ve güller, silahları hep yener.
Kılıcımı yere bırakıyorum.
Saygıyla.
/Can Ahmet Vural
14.04.16.4
Bu hafta sosyal medyada buradayız.
#suskunlar
PAYLAŞ