Düşünce Gücü
Büyük ve Şanlı Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun.
“Biz kimsenin düşmanı değiliz, yalnız tüm insanlığın karşısında duran, onların hür, bağımsız ve insancıl bir şekilde yaşamalarına imkan vermeyen, tüm işgalci şer güç ve odakların karşısındayız” diyen, Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını ve ardından tüm kahraman ecdadımızı Büyük Taaruz galibiyetinin sene devriyesinde ahde vefa bilinci içerisinde saygı ve şükranla yâd ediyorum. Aziz hatıralarına selam ve dualarımı gönderiyorum. O, dahi kumandanı bize bıraktığı Cumhuriyet mirasından ziyade hiç olmazsa da sözlerinde, fikir ve düşünce dünyasında aramaya ve de anlamaya gayret gösteriyorum. Bize her fırsatta vatan ve yurt sevgisinin, aslında ona verdiğimiz değer ve hizmetle ölçülmesi gerektiğini vurgulayan Gazi Paşa, “Üretmeden, çalışmadan, yorulmadan ve ter dökmeden rahata kavuşmak isteyen toplumlar, evvela hüviyetlerini, sonra da istiklal ve istikballerini hep peş peşe yitirirler” ifadesiyle de bağımsızlığın önemine değinerek emir ve baskı altına girmeyen, çalışkan Türk toplumu idealini ortaya koyuyor. Ülkesini, giderek saplandığı sömürge düzeninden demokratik, çağdaş ve akıl ve bilimin ışığında uygarlığın zirvesine taşımayı kendisine gaye edinen Mustafa Kemal, “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir; ilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalâlettir” düşüncesiyle de kulun kula kulluk etmediği ve insanların akıllarını kiraya vermediği ve içlerinden sahte âlimler, sahte mehdiler ve sahte hocaların türemediği aydınlık bir ülkenin temel yapı taşını oluşturuyor. Resmi kayıtlara göre büyük önder Atatürk’ün ömrü istiklal muharebelerinde geçmesine rağmen, yaklaşık 4 bin civarı kitap okuduğunu hepimiz iyi biliyoruz, kendileri bizzat çocuklarla beraber gençlere seslenerek, “şayet bunca kitabı okumasaydım, bu başarıların hiçbirini elde edemezdim” mutlak görüşüyle de okumanın değerine dikkat çekiyor. “Muhakkak ki biz ilhamı doğrudan doğruya hayattan aldık” sözlü ifadeleriyle de, kendilerini kendi toplumunun yüceltmemesi gerektiğini, en nihayetinde bir insan olduğunu, yaşadığını, çektiğini ve sıkıntılarından ders çıkardığını vurguluyor. “Yurtta barış, dünya da barış” özdeyişiyle de Türkiye’nin dünya devletleri arasındaki yeri ve önemine binaen dünya barışının daim toplumsal uzlaşıdan geçtiği kanaatini gözler önüne seriyor.
Son olarak da,
• Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen erişemediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.
Ata’mız Derken de, kesinlikle en mukaddes ve en hikmetli kitap Kur’an-ı Kerim vurgusu yapmıyor, bu bağlamda lütfen aşağıdaki kelimelerin etimolojik anlamlarına bakıp yukarıdaki bu sözü tekrar okuyun,
Ayet: Ar. Açık delil, mucize, ibret, işaret
Dogma: Fr. Katı katıya bağlı olunan öğreti, almak, sorgusuz kabul etmek, mezhep
İmdi, meselenin özüne gelelim,
Şayet düşman olmazsa biliniz ki savaş olmaz
Ol savaş olmadığı vakid, güçlüler ve zayıflar ayrışmaz
İnsanlar ezilmez, birileri bu işten kar etmez
Zarar olmaz, ziyan olmaz
E bu da kimsenin işine gelmez.
Varsın savaş devam ededursun,
Haklılar ve haksızlar iyice bir ayrışsın
Kovulmuş insanlar taraftarlar toplasın
Haklı ve mazlum olana ölüm yok bu hayattan gayrı.
Rehberi ilim olana yalan yok gerçekten gayrı.
Can Ahmet Vural
31.08.2016.4
#30ağustos
PAYLAŞ