NEYİ KİMDEN İSTİYORSUN
Vaktiyle AVP’de sahne alan bir oyuna gitmiştim, oyun yazarı yanılmıyorsam İngiliz asıllıydı. Günümüz Türkçesine uyarlanmış bu küçük oyundan kendime devasa sonuçlar çıkardım, ertesi günü bu sonuçları kişisel blogumda işledim. Oyun adı, PYGMALION - Bir Kadın Yarattım’dı. İzleyenleriniz bilirler…
…Şimdiyse ne hikmetse o çıkardığım hisseleri buradan paylaşmak geldi aklıma. İçinde bulunduğumuz keşmekeşin değil çıkarılan sosyal mesajın yerini bulması dileğiyle, af ve afiyetle iyi okumalar.
Sevgi istiyorum, nasıl isteyeceğimi bilmiyorum
Saygı istiyorum, nasıl isteyeceğimi bilmiyorum
Belki de işin en garibi kimden isteyeceğimi bilmiyorum.
Ve sen, bunu bana öğretmekle, göstermekle haksızlık ediyorsun. Benden bir şeyler alıp - katmakla, beni değişime uğratmakla bir kalıba sokuyor o dairede yaşamama neden oluyorsun. Beni farkında olmadan yok ediyor, kendi dünyana hapsediyorsun. Hâlbuki benim senin gibi olmaya ihtiyacım yok, benim yalnız ben (kendim) olmaya ihtiyacım var, beni anlıyor musun?
Hâsılı sayın okur, biz toplum olarak bireysel küçücük dünyalarımızda nice kadınlar, nice kahramanlar, nice aydınlar ve nice yazarlar meydana getirip, sonradan onların tercihlerine saygı göstermeyip, etik sandığımız doğruları, popüler kültür ve hegemonyayı dayatıp dejenere ederek onları katlediyoruz. --Vatan hainlerini ve bölücüleri kastetmiyorum.
Sonra onlar biz oluyor, biz ne oluyor, kim oluyoruz?
Her şeyi geçtim de işte bunun için sorunumuz ve vebalimiz büyüktür kanımca!
*****
Sonra dedim ki kendime,
Hani sen televizyon karşısında bir filme dalmıştın,
Hani o filmde dalyan gibi fit bir delikanlı, belki de senin ömrün boyunca sahip olamayacağın bir yaşam standardında hayatını idame ediyordu…
Hani o filmi kanallar değişik versiyonlarda devamlı veriyordu… Veriyor da…
Hani o delikanlının bir de çıtır mı çıtır yavuklusu, yavukluları vardı.
O büyülü dünya nasıl da içine çekmişti seni, sen o filmlerle büyümüştün…
…Sonra o delikanlı senin tek kahramanındı,
Kendi adaletini nasılda sağlıyordu hani?
Düşmanı dize getiriyor başta gladyo olmak üzere ülkesine konuşlanmış silah çetelerinin işini tek tek bitiriyordu, hem de yanında kimse yokken, tek başına, tek tabanca…
Çok güçlüydü hani, kimseye ihtiyacı da yoktu, katildi, caniydi, ölümsüzdü ama hepsi adalet için. Siyah takımlar ve yaldızlı kehribar ondan sana mirastı hani, o ise halkın kahramanıydı.
…Nasıl gözünde canlandı değil mi?
Ve sen, günün birinde ekran başında o şahsa bakıp şöyle demiştin kendine,
- Ulan böyle bir hayatım olsun, şu kadar borcum olsun.
Bak oldu işte, ama o gün sen kaybettin.
Ekranda görünen bir kimse veya bir birey olmak için, ne kendinizi, ne özünüzü, ne de ruhunuzu satmayın, harcamayın, incitmeyin! Sonunda kaybeden siz olursunuz, bakın günümüz dünyası…
Onun dışında sergilenenler gelişigüzel yazılmış bir senaryodan ibaret ve hikâyeler hayatından çalınmış pasajlarla dolu ve tüm roller üzerimizde denenmekte.
Burada kurgu sensin, üzerine oynanan kirli oyunları bozan da sen olmalısın.
/CAN AHMET VURAL
29.09.2016.4
PAYLAŞ