REKLAM ALANI 1

HEZİMET Mİ? GALİBİYET Mİ?

Vicdanım sızladığında anladım kolumun uyuştuğunu,
Meğersem hiç çekmemişim oradan elimi…
Ve düşünürken hissetmemişim,
Ne parmaklarımda gezinen karıncalanmayı
Ne vicdanımın dinmeyen sızını…
Anlamamışım çıkan gürültüyü, kopan fırtınayı. 
Şimdi çekiyorum elimi soktuğum kafesinden 
Ve dolanıyor kafamda düşünceler
Ne vicdan bu arkadaş, kimsenin incinmesine müsaade etmeyen,
Varlığını meydanlardan men eden, sana hiçbir zaman olma fırsatı tanımayan,
Kimsenin kimseden ayrışmasına, bölünmesine, sebepsiz parçalanmasına izin vermeyen,
Her gece tüm ululuğu ile seni yatağında sorguya kabul eden,
Yediğin bilmem ne kebabını samana, buğulu kuru ekmeğini ise o meşhur Bursa kebabına çeviren, haklının hakkını haklıya noksansız devreden, ama haksıza, bile kıyamayan, anda veya zamanla affeden nasıl bir vicdan bu bendeki.
Şimdi, hemen ona kastetmeli miyim? 
Ve bana her türlü acıyı tattıran Ona, alenen yeltenmeli miyim?
Ya da bağrışlarına aldırış etmeden ona karşı bir zafer mi ilan etmeliyim
Heyy neden elim orada! Onu korumak için mi? Yoksa sesini kesmek için mi?
Bu benim için elem dolu bir yaşam olsa da
Kuşkusuz ben onunla büyümeyi tercih ettim.
İşte bunlar hep onun ürünü, ardı ve arkası gelecek olanlar.
Ve ben yalnız, bir tek O’nun kölesiyim!

******
Başkanlık Sistemi halk oylamasının sonuna geldik, gelmesine de…
Söylev ve üslup tartışmaları, oy oranlarındaki 1 puanlık fark ve mühürsüz geçerli sayılan ve hayır’cı kamuoyu deyimince de filigranız geçersiz oylar gerek dünya gerekse ülkemiz gündeminden bir türlü düşmüyor.  

Genel Hayır cephesindeki kişisel maruzatlarda, seçimlerin adaletle geçmediği ve şartların eşit biçimde sürdürülmediği algısı hâkim. 

Veryansınların kaynağıysa açılmayan sandıklar, sözde manipülasyonlar ve iktidar kanadıyla Cumhurbaşkanlığından yağan genel tahrik içerikli söylemler...  

Sözüm ona kazanan Evet için, bu seçimi kıl payı farkla kazandığı için aslında kaybetti - diyor Hayır cephesi. 

Buna karşın toplumda iktidar kanadıyla Cumhurbaşkanlığından aklıselim, uzlaşmacı, sağduyulu ve toplumdaki genel şüpheleri giderici, birleştirici bir açıklama beklenirken Sn. Başbakan hariç evet cephesinden bu hususa riayet edeni de şahsen ben şu ana dek göremedim, görmüyorum. 

Sn. Başbakan Yıldırım’ın seçim sonrası balkon konuşmalarını ve parti kurulu toplantılarındaki hitabetlerini son derece olumlu ılımlı tansiyon düşürücü etkenlikte bulurken, Hayır cephesinden Sn. Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası parti adına açıklamalarıyla grup toplantılarındaki söylemleriniyse son derece çelişkili, ikircikli yaklaşım olarak değerlendiriyorum. 

Bu mücadelede veya maçta, rakibin tüm agresif oyununa rağmen topu sahada tutup tam çeviremeyen ve kampanyalar arasındaki veya içerisindeki tutarsızlıklar neticesinde saha içindeki oyuncularıyla etkin şekilde paslaşamayan CHP’yi nazarımda 1-0 lık skorla bu maçın kaybedeni ilan ediyorum. Hem de İstanbul’u Ankara’yı kazanıp diğer illerde de oy potansiyelini yükseltmesine rağmen.

Peki, CHP neden kaybetti?
1-    Sahaya 3 isim sürdü, ki biri genel hayır cephesine güven vermeyen şahıs Deniz Baykal’dı. Sn. Başkan Erdoğan’ın C.başkanlığı yolunu açan Deniz Baykal bu seçimde, ısrarla Hayır vurgusu yapıyor diye evet veren pek çok tanıdığım var benim. 
2-    CHP oyunu tam izleyemedi, atak geliştiremedi, rakibin hırsıyla zafiyetlerinden tam istifadelenemedi. Ezildi, ezildiğini belli etmedi, bunun sağlam edebiyatını yapamadı. Ağlayamadı. Şiir yazamadı, okuyamadı.
3-    Her derdi kucaklayan bir kampanya yürütemedi. Tek adam düşmanlığı dışında kampanyada tek çıkar bir hareket göremedim. Cumhuriyet elden gidiyor, Gazi M. Kemal Atatürk ve geleceğimiz olan çocukları da tek adam düşmanlığı vurgusuyla eline yüzüne bulaştırdı. Dini söylemleri ön plana çıkartarak bazı önyargıları kırsa da tabanındaki pek çok sol görüşlü yurttaşın bu oylamada çekimser kalmasına neden oldu. Kanaatim odur ki HDP’nin bazı reklam kampanyaları bile CHP’den daha etkindi. Nasıl mı? İnsan hakları ve manifesto.
4-    Topluma değişim vadetmedi. Vatandaşın değişim talebini görmezden gelip yerine iknaya dayalı zul bir politika izledi. Teke Tek Programında Altaylı Sn. Kılıçdaroğlu’na soruyor, şayet hayır kazanırsa Türkiye’de ne değişir? Ve CHP Lideri cevaplıyor, hiçbir şey değişmez! 
5-    Güven veremedi. Toplumun istediği buydu, maalesef kendisi korkutan oldu.
6-    Ulusal Egemenlik Marşlarımızı seçim arabalarında ve meydanlarda kullanması da ayrı bir fiyasko oldu. Hayır Genel cephesi bir şey vadetti evet, o da düşman işgalinden kurtulmayı ama gel gör ki karşıdaki düşman değildi.

Şimdi her iki kişiden biriyiz ve artık daha güçlüyüz diyorlar…
HAYIR! 18 belki de bilemedin daha fazla partiydiniz, her on kişiden altı – yedi kişiydiniz, 4 kişi kaldınız. İkitidar değildiniz oraya da göz dikmediniz. Açıklamalarınızdaki gibi, Sn. Binali beyin koltuğunu korudunuz. Şimdi diyeceğim o ki %51’e %49’la yenildiniz. Bu yenilgiden şimdi kar gözetmeyi bırakın, eşeği Niğdeye ’de sürmeyin, karşı eleştiriyi kesin ve artık özeleştiri yaparak güçlenin!   

Şimdi, bence bu ülkenin sistem sıkıntısı yok,
Bunun için rejimi değiştirmeye gerekte yok
Bence bu ülkenin muhalefet yetmezliği var
Bunun için de ya muhalefeti değiştirin ya da muhalefet dilini değiştirsin.
Nasıl fikir ama?
******
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ülkesine ve milletine yaraşır bir fikir insanı olma çabası, umudu ve niyazıyla tebrik eder Gazi M. Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarının aziz hatıralarına saygı ve dualarımı gönderirim.  

Can Ahmet Vural
19.04.2017.4


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11