HEP BİR NİYET BİR SEBEP ve VESİLEYİZ
İnsan dediğimiz şu muazzam varlık rotasında hep bir şeylere vesiledir; hayra da vesiledir, şerre de ama önemli olan yaşam seyrimiz boyunca hep iyiliğe, güzelliğe, adalete ve birbirimizi görüp tebessümle anlayışa vesile olabilmek diyor ve ekliyorum,
Kitabım Güzergah’tan,
Maalesef olay şu ki dostlarım;
Biz kalpten rahatsız insanlar, bir varsayımdan öteyiz. Sözün geliminden, vardığı noktadan, çıkan ağızdan çok daha ötedeyiz. Görünmüyoruz, duyulmuyoruz ve anlaşılmıyoruz ya, aslında sakındığınız, korktuğunuz, sığındığınız ve kaçtığınız yerdeyiz. Terkedilmiş adayız. Keşke anlamaz, duymaz, görmez ve bilmez olsaydım. Acı veren iştiyak bu. Keşke kendi derinliğimde kaybolsaydım. Bunları size anlatmasaydım.
Damarlarınızda dolaşan tatlı şerbetiz şimdi, derinlerdeyiz.
Kendimi ve de aslımı büyütmekten çok daha büyük bir iş yapıyorum; buhar oluyorum. havana karışıyorum, biraz da arkadaşlarımı karıştırıyorum. Yolun sonundayım haci. Seneler boyunca takındığım o kurdeleyi kestim şimdi. İçinde varlığımı hissetmek müthiş. Artık olmak istediğim yerdeyim.
Belki zehirliyorum seni, kendi dünyamla kirletiyorum düşünceni. Bırakmalısın beni, kaçıp uzaklaşmalısın. Arkanı dönmelisin bana. Yok saymalısın. Hiç bir şey yapamıyorsan hesap sormalısın. Çünkü hiçbir zaman sökemeyeceksin beni. Çıkarıp masanın orta yerine de koyamayacaksın. Kocaman bir yüreğe sığıyorum şimdi ben. O yüreğin kendisi oluyorum.
Atamayacak, satamayacak, inkar edemeyeceksin varlığımı. Düşükte yapamayacaksın.
Bu ülkede okunmaması gereken yazarlardan birtanesiyim, kabul ediyorum, tehlikeliyim.
Sadece ruh olmayı ve başka bedenlerde var olmayı sor bana.
Bazıları tuhaf doğar. Bu bazılarının seçimi değildir. Bazıları seçimlere olmaz aşina. Kadere mazhardır çünkü onlar. Bazıları bazen bazılarını taşır bazılarına. Bazılarıysa bazılarında yaşar daima. Bazıları hep sorumluluktur. Bazıları ise hep kuram. Bazıları da hep düşler. Bazıları mezardır, bazıları hayat. Kolunu oynatmaktan aciz bu adam o bazılarından.
Cesareti bana sor.
Kimileri yetinir, idare eder. Kiminin eli hep masadadır, o yumruk sıkıldı mı bir daha açılmaz. Kimileri vuramaz nöbetlerini kıyıya. Kimileri duadan ibarettir ve yaşarken erer. Kimi sualdir, kimi cevap. Göze batandır kimisi. Durmak, tükenmek nedir bilmeyendir kimileri. Gizli potansiyeldir onlar. O potansiyellerin toplamıysa geçen bir ömürdür. Gizi kıyıya vurmuş kimilerindenim ben, cesaretse hayatın ta kendisidir. Kimse hayattan daha cesur değildir.
Ab-ı hayatı bana sor.
Sonsuzluksa, dolaylı yollardan başkalarında yaşamaktan geçer.
Tufanı, karmaşayı, beklemeyi, avunmayı, aldatmayı ve aldatılmayı sor bana..
Ben binlerce nedenim.
Son başlangıç, var olmak yok olmak, savaşmak, direnmek ve tutunmak... En ağırı kabullenmek/im ben.
Ardı arkası, geçmişten kopmuş gelmiş, olacak yarınım.
Bu saydıklarımın hepsini ara kitaplarımda. Ne mükemmel bir tasarımım ben öyle yahu.
Sen gelde bana sor
Hayat amacı, yaşam sevinciyle aşılanır.
Bir insana dokunmadan, hayat amacını kazandırmadan önce umudu aşıla. Umut yolun başı, mananın ideasıdır.
---
Üzülüme der Muhammed Celaleddin-i Rumi,
Sonra devam eder;
Ne diye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olmaz. Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi de yontulmayı da göze almalıdır.
/Can Ahmet Vural
PAYLAŞ