REKLAM ALANI 1

DAİMİ UMUTLA...

Erginliğin safhalarında ilerlerken anlıyor insan,
elinde taşıdığı meşale, ona yüklenen anlam ve geçtiği duraklar
ağız dolusu sözlerle göğüslediği mücadele ve verdiği çetin imtihanlar,
çözmeden yokuşa sürdüğü sorulardan bunalınca anlıyor insan, 
dolduruşa geldiğini ve başkasının düşüncesinden hareket ettiğini...
Kalıp yol ortasında dinlenirken anlıyor,
yorulmak bilmeyen yorgunluğun kendisi olduğunu...
Kırıldıkça güçleniyor oysa, düştükçe doğrulmayı ve daha iyi kalkmayı öğreniyor, dahi
yenilgilerden efsane zaferler çıkarmayı... sonra yaşadıkça, tekrar yaşama sarılmayı özlüyor insan, yaşadığının farkına varmadan toprak oluyor ve öylece cansızken yaşamı arzuluyor...
kavgalardan sıyrıldığında rahme düşüyor insan, doğuşu gerçekleşiyor kavraşım sağlandığında, varıyor aslında gerçeğin tadına.
Hiçbir şey özde sade değil,
ahengi yakalamak isterken daha da karmaşık kılıyoruz düzeni,
özgünlük, gözlerde iken oraya da çekiyorlar rimeli,
bir güzel benzetiyorlar bizi...
Şimdi nerden geldi konu, 
toparlamak isterken seni kaybedemem,
kazanmak adına da zarar veremem,
şunu sor kendine, 
bilirken en doğruyu, nasihate ihtiyacın var mı?
Etrafından uyaranları düşün,
hangisi eğri, hangisi doğru?
Aklın yolu bir iken,
neden bu yol ayrılılıkları!
İp üstünde oynatılan cambazları görünce anlıyor insan,
hayat salonundan sahneye seyirci kaldığını...
Belki de en önemlisi, bu gösterinin kareografları,
büyük beyin adamları...
irademi ortaya koyarken artık,
iki kere düşünüyorum..
Sadece bil istiyorum,
kıymetli dostlarla konuşuyorum,
bir abimizin kelamı idi, deyiminle engelli...
yaşı 40’larda falan, 
şöyle seslendi bir platformdan dinleyicisine, olgunlukla...
“oğlum, baba sen neden bu haldesin, demeden, ben durumumun farkında değildim! Ne zaman yöneltti bu soruyu, o zaman anladım engelli olduğumu...”
Şimdi, neye ihtiyacım var bil,
Farklılaşmamaya, ayrışmamaya, kendim olmaya,
Bağımsız yaşam mücadelesi vermeye, herkes gibi sıradan kaygılar taşımaya, sıradanlaşmaya,
Açığa çıkmamaya, göze batmamaya, kaliteli eğitim almaya, eşit iş olanaklarından faydalanmaya, kesinlikle bir kimsenin başına gelen ağır bir yük, ödül, endişe kaynağı veya ceza olmamaya, cenneti pazarlık konusu yapmamaya, haklarıma giden yolda istismar aracı yerine konmamaya, haklarımın suistmal mevzusu haline getirilmesine geçit vermemeye, ikaz, ihtar ve hatırlatma görevi ve pozisyonunda bulunmamaya, aslını koruyan ve sana ne olduğunu anımsatan yazılar ve kitaplar yazmamaya ve de yokluklardan varlıklar oluşturup imtihanımı en yüksek perdeden verip, yeniden çığır açmaya, herkes için, özgür, eşit, adil, barışçıl yeni bir gün doğurmaya ihtiyacım var.
Bunu da birlikte başaracağız!
Bundan böyle, nasihat içeren yazılardan ziyade somut çözüm önerilerimle masanda olacağım inşaAllah. İster, tartar, istafede edip hayatında sergilersin ister başının dikine kadar var yolun, sen bilirsin.
/Can Ahmet Vural
11.01.18

 


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11