YOLCULUKTAN
Kendini arama ve bulma çabasını verip sürdüren insanların kayıplarından söz edilemez.
Mana yolculuğu öyle bir yolculuktur ki, insan anlamına vardığında, mahiyetle mevcudiyetini kavrayıp en sonunda kendisini aldatmaktan geçer. Gerçeklerin gür sesinden varlık ezgileri en çokta bu alanlarda dolanır sinesi, insan hayretle öz be öz gerçek kesilir ve yapıcılıktan yıkıcı (önü alınamaz) gücünü gerçekleştirir. Önce, usta öğreticisi doğum sancılarının gözetiminde meydanları hatmeder, sonra meydanlarda öğrendikleriyle cenke girer, lazım olanı kendinde bulur, görür, şahit kılınır, amacı mucibince sallar araçlarını, vurur, ölür, kalır, yine amacı doğrultusunda var olur veyahut umduğuna esir düşer. İnsanın yönelişidir savaşın seyrine hızına müdahalede bulunup sonucunu güvenle resmeden, yine ne gariptir ki insan sonucunun da farkındadır serüvenin daha en başında. Yürüdükçe açılan yürüdükçe genişleyen yol o yoldur ki yolcusuna tarif gerektirmez. Meşhur deyimle, rotası olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez. Başarısızlıktır insanı başarıya taşıyan o güçlü akıntı. Her an dilimidir işlerin arkasında yatan hikmeti hakikati sorgulamaya vesile. Ne derlerse desinler insan müthiş, muazzam varlıktır. Çıkış yolunu bildiği gibi, bunun ciltlerce kitabesini hazırlayıp kendisinden rehberler çıkarmış, inkârı nedeniyle kendisini yalanlamış, eylemi için kendisine gerekenleri onu hazırlayandan dilemiş, ihtiyaç ile imkâna kavuşturulmuş, potansiyelinin farkından bihaber iş yükü ve sorumluluğunun altında ezilikalmıştır. Apaçık uyum ve denge üzerine yaratılan insan, mağlup olduklarından mıdır, başka neyden olacak yaman çelişki ve karmaşa içerisindedir. Hâlbuki herkes için gerçek barizdir. İnsan için doğru tektir yanlış da. İşaret dilinden sonra vicdan geçerli tek evrensel dildir. Bütün söylemler oradan ileri gelir ve davranışlar.
Geçen, cep telefonuma annem tarafından gönderilmiş bir haber çok hoşuma gitti, ayakları kırık bir kuzuya uyarlanan yürüteç sayesiyle kuzunun sağlığına kavuşmasındaki mutluluğu konu alan… Bunu izlerken dedim ki, o kuzu benim! O kuzuya o protezi götüren de benim yahut götürmeyen, görmezden gelen densiz de… ve o protezin yapımına sebep olan da derdim, ihtiyacım, çağrım… Ve bununla büyük bir mağfirete tanık oldum, farkında olduğum derdimle bağışlandığıma o veya bu sebeple en gerçeğinden baktığında rızasıyla kesilecek olmamama, hayatta kaldığıma…
Daim davranışlarımızda ve davranışlarımızla yükselmek dileğiyle
/Can Ahmet Vural
7.06.18
PAYLAŞ