HAYALLERDE YAŞIYORUM
Her şey hayâl kurmakla başlar.
Yeryüzünde edinilmiş her şey bir hayâl ürünüdür.
…Ne demiş şair; “Onların peşinden gidecek gücün varsa bütün hayallerin gerçek olabilir.”
Ve önce hayâller ölür, sonra insanlar altında can çekişir.
Hayâllerin sınırı olmaz, kanımca uzantısı ve takvası olagelmelidir.
Keza, sakıncasını yitirip bağını koparan hayâl, insanı şarampole götürür.
Yol kitabımda da dediğim gibi, “Hayallerime ulaşamadığım her gün yaşayan ölüyüm.”
İnsan bu, komedisinde yalnız kendi sahnesine hâkim olmalıdır, başka sahnelere konuk yardımcı değil.
Olgunlaşan her şey düşer, mühim olan meyve değil, çekirdek kesilmektir.
Ve hüner, bir yemişi, devamlı (dört mevsim) dallarından verebilmektir.
Hayâl insanın toprağıdır; onu ekmek veya küle vermek insan tasarrufundadır.
Yolumda da bahsettiğim üzere; “Hayâl insanın bir geçimlik azığı, yaşam ümidi ve bütün telaşı olabilir mi?” O halde hayâl insanı dirilten mucizevi formül, sihirli dokunuştur.
Barış dâhil, karmaşa ve kargaşa hep hayâl endekslidir.
Peki, endeks doğru yönerge/de midir?
…İşte o kişiden kişiye değişir. Ve kişi de ona bağımlı değişir.
Hayâl insanı yönetir.
Gerçek insanı tahammülsüzleştirirken, hayâl hayata bağlar.
Kurulan rüyalar dokunulmaz olmalıdır, yoksa yaşanmaz; kırılır...
Söyle o vakit, erişilen rüyanın ne anlamı kalır?
İnsan attığı adımın, kat ettiği kilometre taşlarının farkına varmayadursun, seyri istikametinde bir sonraki adımı hesaplamalıdır.
İşte hesap, hayâlsiz olmazken, hayâlsizlikten de başka hesaplar doğuverir.
Hesapları def etmenin yolu da “hayâl” dir.
Sonra dedim ki kendime, “Hayâlini yaşat ki, o seni yaşatsın!”
…Mesele etme, hayâl et.
Bunca zaman sonra anlıyorum,
İnsanların uykularını kaçırıp gerçeğe çağırdığımda,
kendi gerçeğimin çoktan hayâl kesildiğini…
Ve bütün kazancımın, amacımla bir hayâle kapılıp
insanları bu hayâle inandırmaktan geçtiğini…
Gerçekte taşı yerinden oynatmaktan acizim,
ancak düşlerim dağları yerinden un ufak etmeye kâdir.
Ve ben en iyi olduğum alanda, en mükemmel işleri ortaya çıkarmanın kavgasını veriyor,
kendim gibi olan tüm kardeşlerimi, 10-16 Mayıs’ta kendi alanlarını müdafaaya,
hak ve hürriyetlerine sahip çıkmaya ve bu alanda gerçeği beraber yazmaya davet ediyorum.
/Can Ahmet Vural
9.5.2020.6
PAYLAŞ