Adam Arıyorum Adam!
Bilindik bir hikâye var, toprağı bol olası Diyojen zamanından…
Bilenleriniz bilirler, ama ben yine de anlatmak isterim;
“Bizim deli bir gün sokak ortasında elinde fenerle, “Adamlar! Adamlar! ” diye bağırmaya başlar. Ahali etrafına toplanır. Diyojen çevresine bakıp, “Ben adamları çağırıyorum, size ne oluyor!” diye sopasıyla onları kovalar”
Fakir Şiraz-i der ki; Padişahın tecrübesi çobandan aşağı olursa o saltanat tehlikededir!
Kel alaka demeyin, dinleyin!
Fizyoterapi merkezinde gidiyorum, servisteyim. Olay mahalli Zübeyde Hanım Doğum Hastanesi ile Çekirge Devlet Hastanesinin kesiştiği nokta: ‘1. Değirmen Sokak’ Tam orada bir diğeri kesilmiyor ki yeni bir can pazarı daha yaşanmasın. Ambulansların ardı arkası kesilmiyor. Çift şeritli dar bir yol. Tam ortasında cepsiz bir otobüs durağı… Yolcu indir bindir trafiği linç ediyor bu durak. Manzara böyle olduğu halde kimse sesini çıkarmıyor. Eşraf seyirci kalmakla yetiniyor. Bizim servis şoförü dedi, Can Ahmet bunu yetkililere iletir misin? Niye daha önceden aklıma gelmedi diye kendime küfrettim. İletirim tabi abi ne demek, hatta derhal!
Şimdi buradan yetkililere iletiyorum: Bu istikamette maazallah bir kişi, bakın bir kişi diyorum, idrak yetersizliğimizden dolayı bulunduğu ambulansta öyle biçare can verse, vallahi bunun hesabını iki cihanda da veremeyiz!
*****
Balık tutmayı bize yanlış öğretenlere:
Bir gün Ulucami durağından kardeşim Ahmet’le Türkiye’nin ilk yerli yapım tramvayı ipek böceğine bindik. Allah razı olsun mükemmel bir hizmet. Sandalyemle binme mecburiyetinde olduğum için haliyle duyarlı vatandaşların da yardımıyla orta kapıdan giriş yaptık tramvaya. Hareket etmeden önce dedim ki Ahmet’e, Hadi git, kartımı tut! Çantamdan ücretsiz bukartımı çıkartmakla meşgul olan Ahmet, bir dakika abi, önce bulayım kartı da tutacağım dedi. Akabinde yanımızdan önyargılı bir ses geldi, "belediyeyi sen mi kalkındıracaksın boşver tutma kardeşim” gülümsedim o sese, boşver tut sen yine diye inatlaştım sesle. Sonra sesin geldiği yönden başka bir ses daha işittik, “onlar sana tutsun!”... Tekrar gülümsedim. Sonra Ahmet kartı buldu, tam tutmaya giderken bir ses yine yükseldi: “böyle yaparsan daha sen çok kaybedersin” döndüm ahaliye şöyle dedim celalle… “herkes kazansın ya da herkes kazandığını sansın da kaybeden yalnızca ben olayım, razıyım”
*****
Bir gece Cemalettin abi ve arkadaşım Harun Pınarbaşı Parkında oturduk hasbihal ettik. O gün döndü Cemalettin abi bana şöyle dedi: “Bu ülkede Müslüman kalmadı evlat!” döndüm ona, ben varım ya elhamdülillah! Dedim gururla. “Onu demiyorum evlat” dedi. Sonra Hadisi Şerif-i işaret etti: “Komşusu açken tok gezen bizden değildir diye buyuruyor Efendimiz, oysa ben her gece yatağa aç giriyorum!”
*****
Bu şehirde iki buçuk, üç lira yol parasını denkleştiremediği için her gün kilometrelerce yol yürüyen insanlarımız var. Bu şehirde varis, damar tıkanıklığı vb. rahatsızlıklardan mustarip olup da cebinde para olmadığı için kimse görmesin diye hayâsından gizlenerek otobüslerin arka kapılarından binen düşkün vatandaşlarımız ve onları o kapılarda sıkıştırıp otobüsten atan, iten vicdansız halkımız ve de otobüs şoförlerimiz var. Bu şehirde akşam yemeği yiyemediği için sabaha aç uyanan insanlarımız var. Onlar bizden, biz onlardanız! İster inanın ister inanmayın, onlar çok zengin! Zenginler ölsün! diye dua etmiyorlar çünkü.
Onların çektikleri ıstırap kapitalizm ıvırı zıvırı yüzünden değil, Fakirler Ölsün diye Porsche’lerinden sanal aleme selamlar sunan 3G fenomenlerinin çatlamış kibirleri yüzünden de değil, bilakis onların kaderi bu fenomenlere seyirci kalan hemcinslerimizin yaydığı tutum ve davranışlar yüzündendir. Kabak yine başımıza patladı.
*****
Yine bir gün Balibey Han’da Ahmet’le beraber oturuyoruz. Ahmet etrafını okumaya başlamış olacak ki bana sordu; “Can Ahmet abi günümüz insanı neden böyle?” döndüm ona şöyle dedim: “ben kitap yazayım diye!”
*****
Bursahaber Gazetesi köşe yazarlarından sevgili Akın Karakız abimiz 15 Temmuz 2014 yazısında bu acizden övgü dolu sözlerle bahsetmiş. Kendilerine hürmetlerimi sunar, faydalı çalışmalarının devamını dilerim. Yazısında bir de Özel İnsan(Engelli) derneklerinin birleşmesi hususunda öneride bulunmuş. İşbu öneriyi dikkate alarak cevap vermek isterim; Özel İnsan Güzel İnsan Gençlik Derneği olarak birleşmeye hazırız. Gelsinler, çatımız altında birleşelim!
Artı parantez: Engelli yazarken fare oynamadı, hayırdır inşallah?
Her hayır Allah’tan
Can Ahmet Vural
17.07.2014
PAYLAŞ