REKLAM ALANI 1

BİR İNANCIN ÜRÜNÜ FEHMİHAN

Sana engel olan ne biliyor musun âdem, içinde yaşattığın koca bir karabasan. Şüphe yiyip bitiriyor seni, korkularınla besliyorsun kendini.

Kurşunlu sahilinde bir kıyı kahvesi buldum. Çöktüm bir masaya, düzeneğimi kurdum ve sonunda Fehmihan kardeşimin satırlara sığmayan yaşam öyküsünü tamamlayıp ülke gündemine bir tatta ben katmak istedim.

Havanın neminden, engin denizlerin deminden soluyorum şu an sana. Lütfen alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayın! Arada buğulanırsa ekran, bilin ki tamamen o sizin halis yüreğinizden. 

“Ne görme, ne işitme ne de bedensel engele benziyor Otizm. Yeryüzünde saf, duru, gösterişsiz, hırssız, kinsiz, kibirsiz bambaşka bir dünya” diyor anne Emel hanım. 

Mevzumu işlerken hep derim, ‘benim mevzum deryadır’ diye. Ölesiye güvenirim üzerinde durduğum konuya. Deryanın içinde gezeriz derya nedir bilmeden, sonrada gider bir de ummanlar ararız. Rahmetli Sabancı’nın da deyimiyle; vah vah vah bize!

Şimdi bir Can’a daha dokunmak istedim ve Cenabı Allah Fehmihan’ı çıkardı karşıma. 
Hamd olsun. Ellerinden öpüyorum senin çocuk!

Zahmetin ardındaki rahmet kapısı aralanır ve karşımızda “Küçük Şeften Büyük Lezzetler” kitabının yazarı Fehmihan Kamberoğlu. Sohbetimiz kardeşi Emirhan ve melek annesi Emel Hanım ile birlikte Zafer Plaza Ayten Usta’da gerçekleşti. Artı parantez belirtmeden edemeyeceğim, dkkat ettiğim ilk şey Fehmihan’ın içecek tercihini BOYKOT ürünlerinden yana kullanmaması oldu. 

Yine belirtmek istiyorum ki küçük kahramanımızın hikâyesi beni cidden heyecanlandırıyor. Belli ediyorsam ne ala. İsterseniz kusuruma bakın ama umurumda değil. Yaptıkları çalışmalarla milyonları peşlerinden koşturan gündemlere gök taşı gibi düşen bulundukları yerlerde izler bırakıp sansasyon etkisi meydana getiren orada imparatorluklar kuran yanlarına iki metreden fazla yaklaşamadığım egoları tavan kendi hikâyelerini yazamayıp ta ellerine verilen hikayelerle avunan zava... Tövbe Yarabbi tövbe estağfurullah, anladınız siz! İşte o malum şahsiyetlerin saygın hayatlarından daha çok heyecanlandırıyor beni bu öykü. Çünkü özünde magazin yerine kocaman bir hayat var. 

BİR İNANCIN ÜRÜNÜ FEHMİHAN

“Fehmihan’a bir inancın ürünü desem hata etmem değil mi” diye sordum. Gözlerimin içine baktı Emel Hanım aydınlık yüzleriyle “süpersin sen” dediler. Beni kardeşime yaklaştıran o oldu zaten. Yaşamının neresine bakarsam bakayım gerçek bir inancı gördüm ben. Gerçek azmi, gerçek kararlılığı ve gerçek vefayı gördüm. Ha bir de gerçek sabrı! Ayet-i Kerime’de de belirtildiği üzere: “De ki: Eşit olur mu bilenlerle bilmeyenler? Bunu ancak aklı başında olanlar düşünür, bundan ancak onlar öğüt alır.” -Zumer/9 

Sancılı bir doğum sonrasında dünyaya gelmiş bizim küçük şef. Beraberinde bin bir hayal getirmiş. Kilit rahatsızlığı sürpriz olmuş ailesi için. Ve hayaller darmaduman olmuş. Emel hanımla ailesi bütün özel çocuk ailelerinin geçtikleri aşamalardan sırayla geçmişler. En son çareyi bu özel durumu kabul etmekte ve çocuklarına inanmakta bulmuşlar. Pekiyi etmişler, çok iyi etmişler.

O günleri şöyle anlatıyor Emel Hanım,

Biz yavrumuzu dünyaya getirirken yüzlerce cümle kurduk, geleceğine dair planlar yaptık, fakat günün birinde Otizmle tanışacağımız aklımızın ucundan geçmedi. Hazırlıksız yakalanmıştık. Nasıl hissediyordun o sıralar Emel abla diye soracak olursan, bilirsin: yenik, incinmiş, amaçsız ve şanssız. 

Psikiyatriste ilk gittiğimizde otizm hareketleri olduğunu söylediler. O ana kadar otizm kelimesini hiç duymamıştım. Farklıydı. Yaşıtlarından daha hareketli, yerinde duramayan, göz kontağı kuramayan, çevresi ve diğer insanlarla iletişimi olmayan, seslenince bakmayan, kendisine dokunulmasını kesinlikle istemeyen bir evlada sahip olduğunuzu düşünün. Nasıl hissederdiniz? Ben de öyle hissettim. Çevre baskısı, mahalle baskısı insanların sakıncalı tutumları hayatımıza egemendi. Bakışların tesiri altındaydık. Bunlardan yana son derece mustarip olduk. Yıprandık aile olarak. Muntazaman Emir Sultan Hz’lerine gittim, başta oğlum sonra cümleniz için dua ettim. Yüce Allah’tan dirayet diledim. Ben O’na sığındıkça O rahmetini üzerimizden esirgemedi. Beklemediğim bir an da ikinci çocuğuma gebe kaldım. Bizim için sürpriz oldu. Adını Emirhan koyduk. Ev de abisinin tek arkadaşı Emirhan. Çok iyi anlaşıyorlar. Bense Allah’a şükrediyorum; bize pırlanta gibi iki evlat bahşettiği için.

NASIL BİR SERÜVEN? 

Nasıl bir serüven diye sordum, bu nasıl bir yolculuk ve nereden başlıyor?

Fehmihan konuşmaya 6 yaşındayken başladı ve inanır mısın ilk sözü makarna oldu. /Adam olacak çocuk diye geçirdim içimden/ Üç yaşından bu yana yemek yaparken hep beni izlerdi. Yaptıklarımı taklit etmesi, poğaça yaparken onun da teşebbüste bulunması, yumurtayı kaşıkla çırpması, vaktinin büyük bir bölümünü benimle mutfakta geçirmesi onun yeteneğini keşfetmem hususunda bana yol gösterdi. Fehmihan’a 5’li yaşlarında poğaçanın hamurunu verdiğimde yuvarlayıp içine malzemelerini koyup tepsiye diziyor üzerine yumurtasını sürüyordu. Bugün on altı yaşında internette ya da yemek kitaplarında gördüğü tarifleri kolaylıkla yapabiliyor. 14 yaşında “küçük şeften büyük lezzetler” sloganıyla hazırladığı yaklaşık 50 çeşit pasta-börek sergisini açtı ilk, mutfaktaki hünerlerini de göstermek maksadıyla bu tarifleri bir kitapta buluşturdu. Ziyaretçileriyle okurlarından tam not aldı. Şimdi en büyük hayali şef olmak. Bütün ünlü şefleri ve gurmeleri araştırıyor onları yakından takip ediyor. “büyüğünce ne olacaksın?” sorusuna “şef olacağım” diye yanıt veriyor. 

HANIMLARIN GÖZBEBEĞİ

Beyler demedi demeyin, bu çocuğa dikkat edelim. Fehmihan pabucumuzu dama atmaya geliyor. Hanımların gözbebeği Fehmihan evde anneciğinin de tek yardımcısı. Geçen gece ısladığı bamyayı anlata anlata bitiremedi Emel Hanım. Bamya sevmeyen bendenizin duyduklarından sonra iştahı kabarmıştı. “Olsa da yesek” dedim içimden.  Annem duymasın.

ALLAH’IN MUCİZESİ

Şahit oldunuz mu yüce Yaradan’ın mucizelerine? 

Biz Fehmihan’a güzel şeyler kazandırdık diye düşünürdük hep, ama yavrumuzun bize kazandırdıklarını görünce bu düşüncemizde haksız olduğumuzu anladık. En başta hayatı idrak ettik Otizmle, içimize sindire sindire sabrı öğrendik; sonra mücadele etmeyi, sonra da yüce bir kudrete vakıf olduk. Her şeyin O’ndan geldiğine iman ettik ve yine O’na döndürüleceğimize. Bundan sonra her şey kolay geldi bize. Dedik ki, bu hayatta aşılmayacak engel yok. Yeter ki insanlar inansınlar. Sonra güvendik yavrumuza. Küçük yaşta hayallerini kazandırdık, şimdi bu hayallerinden lezzet alabilmesi için anne ve babası olarak elimizden gelen çabayı sergiliyoruz.

KALİTELİ EĞİTİMLE HER ENGEL AŞILIR

Otizm’in bir tedavisi var mı? 

Tedavi edici bir ilaç yok. Ama yelpazesi çok geniş bir konu. Her Otizm’li birey diğerlerinden farklı üstün yeteneklerde taşıyabilmekte. Şimdi bilinen tek çare erken başlayan yoğun ve nitelikli özel eğitim. Çünkü otizmli bir çocuk özel eğitim almaya ne kadar erken başlarsa, o kadar hızlı ilerleyebilir. Otizmli çocuklara haftada en az 20 saat, tercihen 35-40 saat süreyle ve otizmli çocuklar için özel olarak hazırlanmış eğitim programlarıyla özel eğitim verilmesi gerekiyor. 

Anladığım kadarıyla bu çocuklar bizlere oranla çok daha özeller. Tipik örnekleri de var ve aslında pek çoklar. Değerlerinin bilinmesini dilerim. Örnek bir aile olarak sizinle aynı kaderi paylaşan ailelere tavsiyeleriniz nelerdir?

Öncelikle güçlü ve de sabırlı olsunlar. Sonra anlayış, toplumdan bekledikleri anlayışı önce evlatlarına yansıtsınlar. Sonra başka hayatlara ortak olsunlar. Şimdi diyorum ki, siz de bu yolun yolcuları iseniz, sevgiyle uygulanan özel eğitimlerle çocuklarınızın çalışmalara cevap verdiğini görüyorsunuz. Her geçen gün onların bir özelliğini keşfedip bir adım ilerlediğini görünce hayata umutla bakıyorsunuz. Onların sevgisinin ne kadar farklı olduğunu hissediyorsunuz. Kapatmayın ve karartmayın kendinizi. Çünkü onların çalışmalarını izlemek, gelişimlerine anbean tanıklık etmek son derece gurur verici bir olaymış. Böyle bir mutluluk herkese nasip olsun inşallah.

Birlikte Fehmihan’a destek verenlere teşekkür edelim mi? 

Emeği geçenlere, gelişimine katkıda bulunanlara, Emirhan’a yol olanlara, ona koşulsuz inananlara Can Ahmet ağabeyi olarak bizzat teşekkür ederim. Annem ikaz etti, görünen köy kılavuz istemez dedi. Bu başarı Emel Hanım’ın! Şüphesiz bu başarıda en büyük pay sizin ve özellikle size çok teşekkür ederim Emel hanım. Yollara ışık tuttunuz. Yolunuz iki cihan da berrak olsun.

Estağfurullah yavrum, ben teşekkür ederim. Oğluma pastacılık eğitimi veren hocası Emel hanıma ve bu özel kitabının çıkarılmasına katkı sağlayan Nilüfer Belediyesi’ne başkanımız Bozbey’e, birlikte hareket ettiğimiz yol arkadaşlarıma MOYAD’a içten teşekkürlerimi sunarım.

----

Sen inancını bir yerlere taşımadığın sürece inancın seni hiçbir yere taşımaz. Ben Fehmihan’ın hikâyesine tam on gün gebe kaldım. Onu yazmak gerçekten yürek istiyor. Onu yazarken gördüm ki istedikleri şey sadece değerdi. O pınarlar kurumadan evvel gidin payınıza düşeni alın derim şimdi. Onun dışında,

Gölgelemeyin başka ihsan istemem!

12.08.2014 Salı
CAN AHMET VURAL


PAYLAŞ
REKLAM ALANI 11