Yolda Ölmek
Oku, Öğret, Sonunda Adam Et!
Zaman alacak biliyorum ama…
Şayet öğretebilirsen ona, evvela peşinden harap olduğu balığın ne olduğunu öğret. O balık ki ne çaresiz.
Haddini öğret ona, çapını ve sınırlarını…
Öğret ki bu dünyada hiçbir şeye güç yetiremeyeceğini baştan kabul edip hükmen yenik başlasın arenasına. Lakin gerçek kazancın da bu olduğunu bilsin.
Deryayı öğret ona; deryalar içinde esas derya’nın ne kadar cömert ve faziletli olduğunu…
Ve ufuk çizgisini öğret, oraya ulaşmanın sırlarını…
Sonra gidip de bir kaşık suda boğulmamayı…
Bununla birlikte inatlaştığı kimselerin, tuttuğu takımların, uğruna sürüklendiklerinin aslında kendilerine bir fayda getiremeyecek kadar aciz, boş ve gereksiz olduklarını bellesin.
Yaşarken ab-ı hayat pınarından durulanmayı öğret ona, mutlak surette edep, hayâ ve racon bilsin.
Sorumluluklarını öğret ona, çevresine iyilik etmeyi veyahut bir yarar sağlamayı halt bilmesin!
Hele hele kendinden hiç bilmesin.
Fıtratının gereği ile borcunu öğret ona, bunun bilincinde savaşmaya gayret etsin.
Kötülüğün ve dersin ne olduğunu öğret! ve yaşarken çocuk yaşta fatura sıkıştır eline, bocalasın, düşsün kalksın eşek ama kötülüğü senden miras bilmesin.
Ölümü öğret ona, ama asla öldürme!
Ölümün olduğu yerde anneye el kalkmayacağını, o kalkan ellerin de elbet kırılacağını iyi bilsin…
Ailenin önemini öğret ona, vatanını, milletini ve değerlerini daha hayatta iken korusun, müdafaa etsin. De ki, herkes gider ailen kalır, onlar için verdiğin can kutsaldır.
Hesabı öğret ona, çıkarları ve çıkarların üzerindeki işte o malum hesabı,
Göklerden doğacak olan kararı…
Tokadı öğret ona, okşanmaların ardında yatan tokadı. Hataya düşsün, yere düşsün ama hayrete düşmesin.
Dua etmeyi öğret ona, gün doğmadan yapılan sığınmaların tesirini ve yakınlaşmanın gerçek mahiyetini…
Esas gücün, güven (iman) duygusundan kaynaklandığını öğret ona.
Adaleti öğret, tek bir kul, yetim ve mazlum hakkından göğün delinebileceğini, yerin açılacağını ve yıkılmaz sanılan imparatorlukların nasıl dize(enkaza) gelebileceğine daha görmeden şahitlik etsin.
Düşmanı öğret ona, ne geldiyse içimizden geldiğini, dışarıdan dokunanın hava cıva gazı olduğunu öğret.
Şarkıların sesini ve Ney’in feryadını (aşkını) ve insanların suskunluğunu…
Nedenleri öğret ona,
Özlemeyi, sevmeyi ve de katlanmayı öğret.
Daha sonra kopmaz iplerle sarılmayı…
Bir olmayı.
Tutunmayı öğret.
Rızkın ve mülkün esas sahibini de es geçme…
Her ne durumda ve şartta olursa olsun şükretmesini öğret,
Hak edene, yalnız mülkün Sahibine!
Kalemi öğret ve kalemle bilmediklerini…
Bilsin bunları…
Kimmiş soytarı, kimmiş kurtarıcı…
Gücün yetiyorsa öğret bunları ona,
Tatlı dille…
Yapamıyorsan da mesele etme.
Korkarım ben öğreteceğim zaten.
Ama önce bunları bil sen, sonra hayatı bir temize çek…
Bir damla meniden daha fazlasısın sen ve ben sana inanıyorum, hem de tüm kalbimle…
Ve cenk etmeyi öğret ona, erkek gibi, kaçmadan göğüs göğse çarpışmayı!
/Can Ahmet Vural
02.09.2015.3
Facebook #yoldaölmek adlı etiketine katkıda bulunursanız sevinirim.
PAYLAŞ